top of page

KİRA HUKUKU

KİRACININ EŞİ, TAPUYA AİLE KONUTU ŞERHİ KOYDURABİLİR Mİ?

Kiracının eşi, kiracı sıfatıyla aile konut olarak kullandıkları ev için tapuya aile konutu şerhi koyduramaz. Çünkü TMK m.194/3 gereğince aile  konutu şerhini ancak tapuda malik olarak yer alan kişinin eşi koydurabilir. 

YARGITAY KARARI / ÖZET: Boşanma aşamasında olan (ve kiralananı boşaltması istenilen) davacı kadın, eşi tarafından kiralanmış olan ve aile konutu olarak kullanılan konut için tapuya aile konuta şerhi konulmasını isteyemez. Çünkü eşinin malik sıfatı yoktur. Davacı kadın, TMK m.194/4 gereğince kiraya verene ihbarda bulunarak sözleşmenin tarafı haline gelebilir.

KARAR METNİ (KISALTILMIŞ) :  “Taraflar arasındaki aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hukuk yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

…Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kadın ile davalılardan ...'ın evli olduğunu ve tarafların boşanma sürecinde olduğunu, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ve davacı ve ailesinin kiracı olarak taşınmazda ikamet ettiklerini, davalılardan ...'nın ise dava konusu taşınmazın maliki olduğunu, taraflar arasındaki boşanma davasının açılmasıyla davacı kadına dava konusu aile konutu olarak kullanılan taşınmazı tahliye etmesi amacıyla ihtarname gönderildiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi hükmü gereği taşınmazın aile konutu olduğunu ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması gerektiğini iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından öncelikle tapu müdürlüğüne başvuruda bulunulmadığını ve bu sebeple hukuki yararının bulunmadığını, tarafların yaklaşık dört yıldır ayrı yaşadıklarını, boşanma davasının ise derdest olduğunu, dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

...İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmünün, 06.02.2014 tarihli 6518 sayılı Kanunla değiştirildiği, yapılan değişiklikle, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini, tapu müdürlüğünden isteyebileceğinin kabul edildiği, bu değişikliğin 19.02.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmakla aynı tarihte yürürlüğe girdiği, anılan yasal değişiklikten sonra, tapu müdürlüğünün, talebi hukuken veya fiilen yerine getirmediği belgelendirilmedikçe, malik olmayan eşin, işbu davada kira ilişkisinde taraf olmayan davacı kadının tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmasını doğrudan dava yoluyla istemekte artık hukuki yararı bulunmadığı, çünkü aynı sonucu tapu müdürlüğüne yapacağı başvuruyla elde etmesi imkanı olduğu, hukuki yararın, dava şartı olduğu, davanın her aşamasında ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın hâkim tarafından kendiliğinden gözetileceği belirtilerek davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuş olup istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesi tarafından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Dosyanın yapılan incelemesinde davacı kadın tarafından, aile konutu şerhi konulması talep edilen taşınmazda tarafların kira sözleşmesi ile oturdukları, davalı eşin dava konusu taşınmazın maliki olmadığı, davacı kadının, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin üçüncü fıkrasındaki korumadan ancak davalı erkeğin dava konusu taşınmazın mülkiyetine sahip olması durumunda faydalanabileceği, aynı Kanun'un dördüncü fıkrası hükmüne göre; aile konutunun eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmış olması durumunda, sözleşmenin tarafı olmayan eşin, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline geleceği ve bildirimde bulunan eşin diğer eş ile müteselsilen sorumlu olacağının düzenlendiği, somut olayda; ilgili yasal düzenleme gereği, davacı kadının, dava konusu taşınmazın maliki olan kiralayana yapacağı bildirimle kira sözleşmesinin tarafı haline geleceği, sonuç olarak davacı kadının bu nedenle dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı…” Yargıtay 2. HUKUK DAİRESİ Esas:2023-277 Karar:2023-5327 Karar Tarihi:09.11.2023

SIKÇA SORULAN SORULAR 
Kiracının eşi tapuya aile konutu şerhi koydurabilir mi?

Kiracının eşi, kiracı sıfatıyla aile konut olarak kullandıkları ev için tapuya aile konutu şerhi koyduramaz. Çünkü TMK m.194/3 gereğince aile  konutu şerhini ancak tapuda malik olarak yer alan kişinin eşi koydurabilir. 

Kiracı aile konutu şerhi koydurabilir mi?

Kiracı, oturduğu ev için tapuya aile konutu şerhi koyduramaz. Çünkü TMK m.194/3 gereğince aile konutu şerhini ancak tapuda malik olarak yer alan kişinin eşi koydurabilir. 

 

Başkasına ait eve aile konutu şerhi konulabilir mi?

Aile konutu şerhi ancak tapuda malik olarak yer alan kişinin eşinin talebi üzerine konulur. Bunun dışında, kiracılık veya başka bir hukuki sebeple konut üzerinde şahsi hak sahibi olan veya konut kullanan kişiler aile konutu şerhi koyduramaz. 

 Kiracının eşi, ev sahibine aile konutu bildirimi yabilir mi?

Türk Medeni Kanunu m.194/4 gereğince; aile konutu olarak kullanılan konutu kiralamış olan kiracının eşi ev sahibine bildirim yaparak kira sözleşmesinin tarafı haline gelir. Bu durumda eş, kira borcundan sorumlu olur, ev sahibi kiralananla ilgili dava (tahliye, tespit vb.) açarsa sonradan taraf olan eşe de yöneltir. 

II. Aile konutu

Madde 194- Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili  kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.

Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş,  hâkimin müdahalesini isteyebilir.

Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir.

Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.

                                                                                                    Av. Tahsin TAŞKIN, Bursa 

                                                                                     

 

 

KARARIN TAM METNİ: 

T.C. Yargıtay 2.HUKUK DAİRESİ Esas:2023-277 Karar:2023-5327 Karar Tarihi:09.11.2023

MAHKEMESİ: Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

 

SAYISI: 2022/862 E., 2022/2359 K.

 

KARAR: İstinaf başvurusunun esastan reddi

 

İLK DERECE MAHKEMESİ: Konya 7. Aile Mahkemesi

 

SAYISI: 2021/1757 E., 2022/38 K.

Taraflar arasındaki aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hukuk yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

 

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

 

I. DAVA

 

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kadın ile davalılardan ...'ın evli olduğunu ve tarafların boşanma sürecinde olduğunu, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ve davacı ve ailesinin kiracı olarak taşınmazda ikamet ettiklerini, davalılardan ...'nın ise dava konusu taşınmazın maliki olduğunu, taraflar arasındaki boşanma davasının açılmasıyla davacı kadına dava konusu aile konutu olarak kullanılan taşınmazı tahliye etmesi amacıyla ihtarname gönderildiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi hükmü gereği taşınmazın aile konutu olduğunu ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması gerektiğini iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından öncelikle tapu müdürlüğüne başvuruda bulunulmadığını ve bu sebeple hukuki yararının bulunmadığını, tarafların yaklaşık dört yıldır ayrı yaşadıklarını, boşanma davasının ise derdest olduğunu, dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

2.Davalı ...'ya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı ... tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

 

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

 

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesi talep ve dava edilmişse de 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının 06.02.2014 tarihli 6518 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla (6518 sayılı Kanun) değiştirildiği, yapılan değişikle, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini, tapu müdürlüğünden isteyebileceğinin kabul edildiği ve bu değişikliğin, 6518 sayılı Kanun'un 19.02.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmakla aynı tarihte yürürlüğe girdiği, anılan yasal değişiklikten sonra, tapu müdürlüğünün, talebi hukuken veya fiilen yerine getirmediği belgelendirilmedikçe, malik olmayan eşin, işbu davada kira ilişkisinde taraf olmayan davacı kadının tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmasını doğrudan dava yoluyla istemekte artık hukuki yararı bulunmadığı, zira aynı sonucu tapu müdürlüğüne yapacağı başvuruyla elde etmesi imkanın olduğu, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu hususunun dava şartı olduğu ve davanın her aşamasında ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın hâkim tarafından kendiliğinden gözetilebileceği gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.

 

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

 

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu ve davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

 

2.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz ile ilgili kira borcunun ödenmesi sebebiyle icra takibi başlatıldığı, davanın reddedildiği ve yargılama sırasında taşınmaz üzerine konulan tedbirin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek; ihtiyati tedbir kararı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

 

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile aile konutu şerhi konulması istemli işbu davanın 20.11.2021 tarihinde açıldığı, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının 06.02.2014 tarihinde 6518 sayılı Kanun ile değiştirildiği, yapılan değişikle, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini, tapu müdürlüğünden isteyebileceğinin kabul edildiği, bu değişikliğin 19.02.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmakla aynı tarihte yürürlüğe girdiği, anılan yasal değişiklikten sonra, tapu müdürlüğünün, talebi hukuken veya fiilen yerine getirmediği belgelendirilmedikçe, malik olmayan eşin tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmasını doğrudan dava yoluyla istemekte artık hukuki yararı olmadığı, zira aynı sonucu tapu müdürlüğüne yapacağı başvuruyla elde etmesi imkan olduğu, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu hususunun dava şartı olduğu, davanın her aşamasında ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın hâkim tarafından kendiliğinden gözetilebileceği, davanın hukuki yarar bulunmadığından reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, aleyhe hüküm kurma yasağı da gözetilerek davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından davacının talebi ile Konya 10.İcra Müdürlüğü'nün 2021/10656 sayılı dosyasında icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verildiği, işbu karara davalı tarafın itiraz ettiği, 10.11.2022 tarihli ara karar ile itirazın reddine karar verildiği, her ne kadar davalı ... vekili, davanın reddedildiğini de belirterek tedbirin kaldırılmasını talep etmiş ise de, verilen kararın henüz kesinleşmediği, temyiz yolunun açık olduğu, dolayısıyla tedbir kararının devamında isabetsizlik olmadığı belirtilerek; davacı vekili ve davalı ... vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

 

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

 

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

 

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

 

Dava; aile konutu şerhi konulması istemine ilişkin olup uyuşmazlık işbu davanın açılmasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

 

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesi, 115 inci maddesi, 190 ıncı maddesi, 323 ücnü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu’nun 194 üncü maddesi; 6518 sayılı Kanun'un 44 üncü maddesi.

 

3. Değerlendirme

 

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

 

2.İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmünün, 06.02.2014 tarihli 6518 sayılı Kanunla değiştirildiği, yapılan değişiklikle, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini, tapu müdürlüğünden isteyebileceğinin kabul edildiği, bu değişikliğin 19.02.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmakla aynı tarihte yürürlüğe girdiği, anılan yasal değişiklikten sonra, tapu müdürlüğünün, talebi hukuken veya fiilen yerine getirmediği belgelendirilmedikçe, malik olmayan eşin, işbu davada kira ilişkisinde taraf olmayan davacı kadının tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmasını doğrudan dava yoluyla istemekte artık hukuki yararı bulunmadığı, çünkü aynı sonucu tapu müdürlüğüne yapacağı başvuruyla elde etmesi imkanı olduğu, hukuki yararın, dava şartı olduğu, davanın her aşamasında ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın hâkim tarafından kendiliğinden gözetileceği belirtilerek davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuş olup istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesi tarafından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Dosyanın yapılan incelemesinde davacı kadın tarafından, aile konutu şerhi konulması talep edilen taşınmazda tarafların kira sözleşmesi ile oturdukları, davalı eşin dava konusu taşınmazın maliki olmadığı, davacı kadının, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin üçüncü fıkrasındaki korumadan ancak davalı erkeğin dava konusu taşınmazın mülkiyetine sahip olması durumunda faydalanabileceği, aynı Kanun'un dördüncü fıkrası hükmüne göre; aile konutunun eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmış olması durumunda, sözleşmenin tarafı olmayan eşin, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline geleceği ve bildirimde bulunan eşin diğer eş ile müteselsilen sorumlu olacağının düzenlendiği, somut olayda; ilgili yasal düzenleme gereği, davacı kadının, dava konusu taşınmazın maliki olan kiralayana yapacağı bildirimle kira sözleşmesinin tarafı haline geleceği, sonuç olarak davacı kadının bu nedenle dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin isabetli olmadığı, ne var ki hüküm sonucu itibariyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinin doğru olduğu, söz konusu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına, sonucu itibariyle doğru bulunan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına, 6100 sayılı Kanunu'nun 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası gereği karar vermek gerekmiştir

 

VI. KARAR

 

Açıklanan sebeplerle;

 

1.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı kadın vekilinin aşağıdaki bendin kapsam dışında kalan diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

 

2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere; davacı kadın vekilinin hükmün gerekçesine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, sonucu itibariyle doğru olan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin belirtildiği şekilde değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

 

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

 

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

 

09.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

bottom of page